Koklear implant Kullanıcılarına Öneriler



Koklear implant, işitme cihazları gibi kulağa ses göndermez. Sesi alır, işler, elektriğe çevirir ve doğrudan işitme sinirine verir. Bu nedenle koklear implanttan "çıkan sesi" duyamayız. Neye benzediğini de bilemeyiz. Bu durum, cihazın doğru çalışıp çalışmadığını kontrol etmemizi zorlaştırır.


I- Cihazın üç ayrı parçasının doğru çalıştığından emin olunması gerekir:


1- Konuşma işlemci: Mikrofon ve işlemciden oluşur. Daha sık bozulan mikrofondur. Farklı marka ve modellerde, farklı kontrol yöntemleri kullanılmaktadır. Uzmanınızdan veya firmanızdan kontrolün nasıl yapılacağını iyice öğrenin ve belirli aralıklarla mutlaka uygulayın (örneğin, her sabah).


2- Kablo: En sık bozulan parçadır. Konuşma işlemci çalıştığı halde, hasta ses kesilmesinden veya sesin bozuk gelmesinden şikayet eder. Görsel olarak en rahat anlaşılma yolu, kablonun katlanma izi yapıp, yapmadığına bakmaktır. Genellikle, konuşma işleci ile bağlandığı bölgede kırılma şeklinde katlanma izi yapar. Her zaman yedek bulundurulmalıdır. Çünkü implantlıların büyük bir kısmı, günlük hayatlarını rahatlıkla devam ettirebilecekleri bir işitme seviyesine ulaşmaktadır. Her arıza, bir kaç günlük "sağırlık" demektir ki, bu durum ciddi psikolojik problemlere neden olmaktadır.


3- Deri altına yerleştirilen parça (implant): Kullanıcı tarafından kontrol edilmesi şimdilik mümkün değildir. Ancak, sesin kesilmesi veya bozulması şikayeti ile kliniğe veya firmaya gidildiğinde, mutlaka "impedans" ve/veya "eCAP" testlerinin yapılmasını isteyin.


II- Orta kulak enfeksiyonlarına karşı dikkatli olun:


Orta kulak enfeksiyonları özellikle çocuklarda çok sık görülür. Aslında çoğu, en azından başlangıçta, mikrobik değildir. Mikrobik bir orta kulak enfeksiyonu, enfeksiyonun implant aracılığı ile yayılmasına neden olabilir. İmplant ameliyatında elektrot kabloları orta kulaktan geçirilir. Mikroplar bu kablolara temas ettiklerinde, yapışıp kalabilirler. Buna "biofilm" denilmektedir. Mikroplanmış kablolar, tüm ilaç tedavilerine karşın, çevresindeki dokularda sürekli enfeksiyon oluşmasına neden olur. Zamanla bu enfeksiyon yayılıp, genişleyebilir. İstenmeyen, sevimsiz sonuçlara yol açmaması için, kulak enfeksiyonu veya kulak ağrılarında ameliyatı yapan doktorla kısa zamanda irtibat kurulmasında yarar vardır. Böyle bir şikayette odyoloji kliniğinde "timpanogram" testi de yaptırılabilir. Bu test orta kulağın durumu hakkında bilgi verebilmektedir.

III- Cihazınızı yılda bir kez programlatın:

Kulağa yerleştirilen elektrotlar, kokleadaki kanallarda bulunan lenf sıvısına elektrik yayarlar. Bu elektrik işitme sinirine ulaştığında, sinir harekete geçerek bilgiyi taşımaya başlar. Lenf sıvısının elektriği iletme özelliği kişiden kişiye değişebilmektedir. Bu nedenle herkesin ayrı bir implant programı vardır. Ama lenf sıvısının iletkenlik özelliği de sabit değildir. Çeşitl enkenler bu sıvının iletkenliğini değiştirebilir. Örneğin, hamilelik, hastalık, hastalıkta alınan ilaçlar vb. Sıvı iletkenliğindeki en büyük değişiklik, genellikle ergenlik döneminde görülmektedir. Çünkü büyüyen çocuk hormonal değişim yaşamaktadır. Hormonal değişiklik, tıpkı hamilelikte olduğu gibi, ergenlikte de lenf sıvısının iletkenliğini değiştirir. Bu hormonal değişiklik o kadar etkilidir ki, bazı kadın hastalarda her regl döneminde implanttan gelen ses "bozulabilmektedir".

Ömür boyu lenf iletkenliği aynı kalmayacağı için, implantın bu değişikliklere uygun olarak programlanması gerekir. İmplant programının yenilenme süresi tüm dünyada 1 yıl olarak kabul edilmektedir.

IV- İlk programdan sonra hemen işitme eğitimine başlayın:


İşitme eğitimi, implantın performansını arttıran temel faktörlerden biridir. Sadece çocukların değil, yetişkinlerin de işitme eğitimi yapması gerekmektedir. Çünkü, implantın sinire verdiği elektrik pilden elde edilen elektriktir. Halbuki normalde, işitme hücrelerinin ürettiği bio-kimyasal elektrik, işitme sinirini harekete geçirmektedir. Ayrıca implant aracılığı ile verilen seslerin kalınlık ve inceliği, kokleanın normal kalınlık/incelik değerlerinden farklıdır. Beynin bunlara alışması için zamana ve "fizik-tedavi"ye ihtiyacı vardır. İşitmenin "fizik-tedavi"si "bilinçli gevezeliktir" ("bilinçsiz" de olsa hiç yoktan iyidir ama "bilinçlisi" daha iyidir!)


V- Odyoloji kliniklerine randevulu gidin:

Kontrol ve programlamalara mutlaka randevulu gidin. Sizi "araya" almasınlar. "Araya" alındığınızda işler aceleye getirilir. Acele iş, bazı şeylerin gözden kaçmasına neden olur.

Randevuları sabah saatlerine almaya çalışın. Uzmanlarınız daha dinç olacaktır. Özellikle mesainin son saatlerine kendinizi sıkıştırmaya çalışmayın.

VI- Tüketici haklarının ve sosyal güvencenizin sağladığı tüm hakların bilincinde olun ve kullanın:
Koklear implant pahalı bir üründür. Yedek parçaları daha da pahalıdır. Unutmayın ki, hiç bir firma siz veya yakınınız "iyi duysun" diye implant üretmiyor. Siz iyi duyduğunuzda para kazanabilecekleri için implant üretiyorlar. Firmaların temel amacı, daha fazla para kazanmaktır. Bu nedenle firmalarla ilişkiniz "insani" değil, "ticari"dir (Ve ne yazık ki dünya savaşlarını çıkartan da "ticari" çıkarlardır!). Ticari ilişki içinde pazarlık yapmak, şart koşmak, ön anlaşma yapmak, şikayet etmek, dava açmak ve daha aklınıza gelebilecek tüm yöntemler geçerli ve mübahtır. Bilinçli tüketici olmanın koşuludur.


Diğer yandan, sosyal güvenlik kurumunun sağladığı hakları bilin ve kullanmayı alışkanlık haline getirin. Koklear İmplantlılar Derneği, bu konuda ciddi çalışmalar yapmaktadır. Rahatlıkla yardım isteyebilirsiniz.

VII- (İmplantlı) çocuklarınızı öncelikle meslek sahibi olma perfektifi ile yetiştirin:

Tüm anne-babalar için çocukları özeldir ve güzel şeyler başarmalıdır. Ama, Türkiye'deki gayrı resmi işsizlik oranı %40'lar civarındadır! "Normal" insanların zor iş bulduğu bir toplumda, koklear implantlı çocukların "kendi başlarına ayakta kalabilmeleri" başlı başına büyük ve güzel bir başarıdır... "Özel" insanlara mahsustur...

Çocuklarınıza dair planlarınızı, gerçekçi, bilinçli, ekonomik ve sosyal konumlarını gözeterek hazırlamanız gerekiyor:

Bazen çocuğu üniversite için zorlamak yerine, teknik okulları tercih etmek; okul yerine, özel kursu tercih etmek; özel okula para vereceğine, çocuğun üzerine ev almak gibi.. Bunlar gerçekçi ve bilinçli olarak yapılacak planlamalardır.

VIII- Çocuğunuzun "öğretmeni" olmayın!
Ülkemizde engelli çocuklar için eğitim sistemi çok yetersizdir. Bu nedenle eğitim işi, özellikle de küçük çocuklarda anne-babaların (genellikle de annelerin) üzerine kalmaktadır. Ancak şunu hep hatırlamak gerekiyor ki, "anne" figürü sevgiyi, "öğretmen" figürü ise otoriteyi daha çok temsil eder. İşitmesini yitirmiş bir çocuğun, "öğretmenliğe" soyunduğu için anne figürünü de yitirmesi, çocuğu psikolojik olarak "eksik" bırakabilir. Koklear implant bu "eksikliği" kapatamaz.. Ne olursanız olun, hep "anne" olarak kalın.

Sevgilerimle,

Dr.Mehmet Akşit

Klinik Odyolog